Search
Close this search box.

NAMAZDAN SONRA TESBİHAT NE ZAMAN VE NASIL YAPILMALIDIR?

Soru: Hanefî ve Şafiî mezheplerine göre cemaatle kılınan namazlardan sonra tesbihat nasıl yapılır? Hanefî biri farz namazın edasından sonra Şafiîlerle birlikte tesbihatta bulunabilir mi?

FETVA

Allah Rasulü’nün ﷺ namazı eda ettikten sonra yaptığı ve ümmetine de yapmasını emrettiği bir çok zikir vardır.[1] Bunlardan biri de farz namazın akabinde 33 defa “Sübhânallah”, 33 defa “Elhamdülillah”, 33 defa da “Allahüekber” zikirleridir.[2] Peygamberimiz ﷺ bu zikirlere devam eden kimsenin mertebesinin yüksek olacağını ve ancak onun gibi bu zikirleri yerine getiren kimsenin aynı mertebeye yükselebileceğini haber vermektedir.[3] Hadis-i şerifler bu zikirlerin farz namazların ardından yapılmasını telkin etmekle birlikte fukaha mezkur zikirlerin, sonrasında sünnet namaz olan farz namazlarda sünnetin edasından önce veya sonra yapılması hususunda ihtilaf etmiştir. Hanefi mezhebine göre faziletli olan, ardında sünnet namaz olan farz namazların edasından sonra sünnet namazın kılınması ve tesbihatın yapılmasıdır.[4] Hanefiler hadis-i şerifte bu zikirlerin vaktine dair zikredilen “farz namazın ardından” ifadesinin tesbihatın yemek, içmek, konuşmak gibi namazla bağlantısı olmayan fiiller olmaksızın yapılması gerektiği manasında olduğunu ifade etmektedir.[5] Buna göre kişi farz namazın akabinde sünneti eda eder ve sonrasında tesbihat yaparsa sünneti yerine getirmiş olur. Ancak tesbihatı sünnete takdim eder, sonrasında sünnet namazı eda ederse Allah Rasulü’nün ﷺ sünnetini tatbik etmekle birlikte bu, derece itibariyle ilkinden aşağıdadır.[6] Şafiî mezhebinde ise faziletli olan, tesbihatın farz namazın hemen ardından yapılmasıdır.[7] Mezkur ihtilaf evleviyet cihetinden olduğu için Hanefî mezhebine mensup birinin Şafiî mezhebine mensup olanlarla birlikte eda ettiği namazda tesbihatı farz namazın hemen akabinde yapmasında herhangi bir kerahet söz konusu değildir.

[1] Bkz: Buhârî (Sıfatüs-Salât/71); Müslim (Kitab’ül-Mesacid ve Mevadius-Salat/26)

[2] Müslim, Mesâcid ve Mevziu’s Salat, 146 (Hadis No: 597).

[3] Buhari, Ezan, 155 (Hadis No: 843); Müslim, Mesâcid ve Mevziu’s Salat, 142 (Hadis No: 595).

[4] et-Tahtâvî, Ḥâşiye ʿalâ Merâḳı’l-felâḥ (Beyrut – Lübnan: Dârüʹl-kütübiʹl-’ilmiyye, 1997), 312.

[5] Ebü’l-İhlâs Hasen b. Ammâr b. Alî el-Vefâî el-Mısrî eş-Şürünbülâlî, Merâḳı’l-felâḥ bi-İmdâdi’l-fettâḥ (el-Mektebetü’l-Asriyye, 2005), 118.

[6] Kemâlüddîn Muhammed b. Abdilvâhid b. Abdilhamîd es-Sivâsî el-İskenderî İbnü’l-Hümâm, Fetḥu’l-ḳadîr li’l-ʿâcizi’l-faḳīr (Beyrut: Dâru’l-Fikr, ts.), 1/441.

[7] Ebü’l-Abbâs Şihâbüddîn Ahmed b. Ahmed b. Selâme el-Kalyûbî, Ḥâşiyetü’l-Ḳalyûbî ʿalâ Şerḥi’l-Maḥallî ʿale’l-Minhâc (Beyrut: Daru’l-Fikr, 1995), 1/198; Ebû Dâvûd Süleymân b. Ömer b. Mansûr el-Uceylî el-Ezherî Cemel, Fütûḥâtü’l-vehhâb bi-tavżîḥi Şerḥi Menheci’ṭ-ṭullâb (Daru’l-Fikr, ts.), 1/402.

PAYLAŞ

Facebook
Twitter
Whatsapp
Telegram