Search
Close this search box.

ZİNA EDEN BİRİ EVLENECEĞİ KİŞİYE BUNU SÖYLEMELİ MİDİR?

Evlilik görüşmesinde dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

  Soru: Zinaya götüren haram fiiller işleyen bir erkek evlilik görüşmesinde geçmişini beyan etmeli midir? Bu durumdaki kişi, iffetli bir kızla evlenebilir mi?

 

FETVA

Allah Teala, “Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o hayâsızlıktır, çok kötü bir yoldur.”[1] buyurarak kullarına zinadan uzak durmayı emreder. Üzerine had cezası terettüp eden zina, bir erkeğin aralarında nikâh bağı veya şüphesi bulunmayan bir kadınla önden cinsel birleşmesi şeklinde tarif edilir.[2] Bunun dışındaki haram olan fiiller mecazen zina olarak isimlendirilse de ıstılâhî manada zina değildir. Allah Rasulü’nün ﷺ gözün harama bakmasını, kulağın dinlenmesi caiz olmayan şeyleri işitmesini, dilin nâmahramle konuşmasını, elin harama dokunmasını ve ayağın ona götürmesini zina olarak isimlendirmesinin[3] sebebi ise bunların hakikî zinaya götüren birer aşama olmasıdır.[4] İffetli bir erkeğin zina eden bir kadınla veya zina eden bir erkeğin iffetli bir kadınla evlenmesi caizdir.[5] Burada kişinin tövbe etmesi veya etmemesi diye bir şart yoktur. Ancak her müminin küçük büyük ayırt etmeksizin tüm günahlarından tövbe etmesi vaciptir.[6] Kul hakkı dışında bir günahın tövbesinin kabulü için üç şart vardır. Bunlar; kişinin, yaptığı günahı terk etmesi, pişman olması ve o günahı tekrar işlememeye niyet etmesidir. Günahın kul hakkıyla alakalı olması halinde ise bu üçüyle birlikte hak sahibinden de helallik alması gerekir. Bu şartlardan biri yerine gelmediği takdirde tövbe sahih olmaz.[7]

Aslolan kişinin işlediği günahı kimseye söylememesidir. Zira Allah Rasulü ﷺ şöyle buyurmaktadır: “Günahlarını açık edenler hariç ümmetimin tamamı bağışlanacaktır.”[8] Ancak evlilik görüşmesinde tarafların birbirleri hakkında malumat sahibi olmaları en doğal haklarıdır. Bundan dolayı kişi kendisine sorulması halinde karşı tarafı da aldatmış olmamak adına günahını tamamen açık etmeden: “Benim geçmişim çok temiz değil. Lakin tövbe ettim ve şu kadar zamandır da tövbeme sadık bir halde devam ediyorum.” şeklinde açıklama yapmalıdır.

[1] İsra, 17/32.

[2] Bkz. Abdülganî b. Tâlib el-Meydânî el-Guneymî, el-Lübâb fî Şerh’il-Kitâb (Beyrut: el-Mektebetu’l-İlmiyye, ts.), 3/182.

[3] Müslim, Kader, 20 (Hadis No: 2657).

[4] Ahmed b. Ali b. Hacer el-Asklânî, Fethu’l-Bârî bi Şerhi Sahihi’l-Buhârî (el-Mektebetu’s-Selefiyye, ts.), 11/26.

[5] Zeynuddîn İbn Nüceym, el-Bahru’r-Râik Şerhu Kenzi’d-Dakâik (Dâru’l-Kitâbi’l-İslâmî, ts.), 3/114.

[6] Ebu Zekeriyya Muhyiddîn b. Şeref en-Nevevî, Riyâzu’s-Sâlihîn (Beyrut: Müessesetü’r-Risale, 2001), s. 33.

[7] en-Nevevî, Riyâzu’s-Sâlihîn, ss. 33-34.

[8] Buhari, Edeb, 60 (Hadis No: 6069).

PAYLAŞ

Facebook
Twitter
Whatsapp
Telegram